Bir acayip başlık oldu, farkındayım. zaten üstünde duracağım konu da bunun acayipliği. normal şartlarda üretim tüketime göre yapılır. örneğin bir ülkede en çok tüketilen yiyecek domates ise doğal olarak domates üretimi arttırılır. ancak son dönemde durum değişmeye başladı. artık kapitalistler tüketime göre üretim yapmıyorlar, üretimi yapıp sonrasında tüketimi bu üretime göre şekillendiriyorlar. moda kavramının çıkışını da buna dayandırıyorum.
üretimde amaç tüketimin karşılanmasıdır. üretici üretim yaparken tüketicinin taleplerini göz önünde bulundurmak zorundadır. dolayısıyla üreticiyi yöneten tüketici olmalıdır.
ancak kapitalist ekonomi sistemi bu mantığı tersine çevirmiştir. artık üretici tüketiciye göre değil tüketici üreticiye göre şekillenmektedir. buradaki amaç tabi ki daha fazla para kazanmaktır.
süreç şöyle işlemektedir. daha fazla para kazanmak isteyen kapitalist, tüketicinin talebi olmamasına rağmen bir ürünü üretir ve piyasaya sürer. tüketicinin bu ürünle ilgili bir talebi olmadığı için doğal olarak bu ürün yeteri kadar satılmaz.
bundan sonra sermaye sahibi üreticinin tüketiciyi dönüştürmesi ve yönetmesi ortaya çıkar. belirli bir plan dahilinde tüketici bir şekilde dönüştürülüp(tv,popüler kültür,internet vs) ürüne yönlendirilir, böylece kapitalist kişi başlangıçta tüketici talebi bulunmayan bir üründen de para kazanmış olur.
yazdıklarım bazılarına çok abartılı gelebilir. o yüzden de bu düşüncemi edward bernays'ın sözüyle örnekleyeceğim :
"mr.hill(lucky strikes sigara markasının sahibi), lucky stirkes sigarası içen kadınların sayısının artmasını istiyordu. piyasa araştırması, satışların az olmasının en büyük sebeplerinden birisinin sigaranın yeşil ambalajı olduğunu gösterdi.
kutunun rengine değiştirelim önerisinde bulundum. mr.hill küplere bindi. bunun üzerine yeşil rengi moda yapma önerimi sundum. kabul etti. bir yıl kadar çalıştık. yeşil moda renk oldu. lucky strike satışlarında ise patlama yaşandı"
23 Mart 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder